Yapay Zekâ İçin ‘Düzenleyici Bir Korumalı Alan’a İhtiyaç Olmasının Nedeni*

Yapay zekânın (artificial intelligence-AI) düzenlenip düzenlenemeyeceği ve nasıl düzenleneceğine ilişkin politika tartışması, özellikle ChatGPT gibi üretken ve genel amaçlı yapay zekânın ortaya çıkışı gibi yeni teknolojik gelişmelerin ışığında giderek daha fazla ilgi görüyor. İki kamp uzlaşmaz bir şekilde birbirine karşı çıkıyor: insan hakları ihlalleri riskini ve düzenleyici gözetimdeki potansiyel eksiklikleri ele almak için katı kuralları savunan düzenleme yanlıları ile erken düzenlemelerin ve aşırı kısıtlayıcı kuralların inovasyonu engelleyebileceğini iddia eden serbest piyasa destekçileri.

Artık, her ikisinin faydalarını birleştirmeyi amaçlayan daha yenilikçi, üçüncü bir yol düşünmenin zamanı geldi. Düzenleyici bir sanal alan (a regulatory sandbox), mevcut durumda yapay zekâyı ele almak için en iyi çözüm olabilir.

Düzenleyici korumalı alan, yenilik yanlılarının ve işletmelerin düzenleyici kısıtlamaların azaltıldığı bir ortamda yeni yapay zekâ teknolojilerini test etmesine ve geliştirmesine olanak tanıyan kontrollü bir ortamdır. Korumalı alanın arkasındaki fikir, işletmelerin ve düzenleyicilerin yeni teknolojilerin sorumlu ve etik bir şekilde nasıl geliştirilip düzenlenebileceğini anlamak için birlikte çalışacakları güvenli bir alan sağlamaktır.

Düzenleyici bir sanal alan, bir dizi avantaj vaat etmektedir. İlk olarak, yeniliği teşvik eder: yapay zekâ hızla gelişen bir teknolojidir ve düzenleyici ortam ayak uydurmak için mücadele etmiştir. Korumalı alan, yasaları veya düzenlemeleri ihlal etme riskini azaltan kontrollü bir ortamda yeni yapay zekâ teknolojilerinin geliştirilmesine olanak tanır. Bunun yenilikler için “pazara çıkış süresini” azalttığı, yeni işletmelere daha fazla yasal kesinlik sağladığı ve böylece daha fazla yeniliğe yol açtığı kanıtlanmıştır.

Diğer bir avantaj, yeni teknolojik gelişmelere yanıt verme hızıdır. Avrupa Birliği (AB) Yapay Zekâ Yasa tasarısı (European Union Artificial Intelligence Act[1]) gibi mevcut yasama çabalarının benimsenmesi çok yavaştır -bu yasa tasarısı Nisan 2021’de önerilmiştir, halen yasama sürecinde ilerlemektedir ve 2025/2026’dan önce bağlayıcı olması beklenmemektedir. Daha da kötüsü, bunun gibi klasik bir mevzuat bir kez kabul edildiğinde, gelecekte yeni gelişmeleri takip etmek için elden geçirmek son derece zor olacaktır. Bazı yönlerden, Yapay Zekâ Yasası, ilk olarak üretken yapay zekânın ve ChatGPT gibi sohbet robotlarının olmadığı bir dünyada tasarlandığı için artık modası geçmiş durumdadır. Korumalı alan (sandbox), aksine, yeni gelişmelere yanıt vermek için esnek ve duyarlı bir araçtır ve yeni zorlukları hesaba katmak için hızla ayarlanabilir.

Aynı zamanda, korumalı alan rejimi (sandbox regime), tüketicinin korunması için güvenceler de sağlar. Yapay zekâ sistemleri tüketicilere zarar verme potansiyeline sahiptir ve düzenleyici bir sanal alan, yapay zekâ sistemlerinin kullanım için güvenli olmasını sağlamaya yardımcı olabilir. Korumalı alan, yapay zekâ sistemlerinin kontrollü bir ortamda test edilmesine, potansiyel risklerin belirlenmesine ve azaltılmasına da olanak tanır. Bu da, tüketicilerin korunmasına yardımcı olabilir ve geliştirilmekte olan teknolojiye güvenmelerini sağlayabilir.

Korumalı alan, işbirliğini daha da etkinleştirir: düzenleyicileri, işletmeleri ve diğer paydaşları yapay zekâ teknolojilerinin geliştirilmesinde işbirliği yapmak üzere bir araya getirir. Bu işbirliği, inovasyon ihtiyaçlarını kamu güvenliği ile dengeleyen daha etkili ve verimli düzenlemelere yol açabilir. Düzenleyiciler ve düzenlenenler (regulators and regulatees) için bu öğrenme süreci bir kazan-kazan durumudur ve teknolojiye güven oluşturmaya ve benimsemeyi artırmaya yardımcı olabilir.

Elbette, düzenleyici bir sanal alanın ele alınması gereken bir takım potansiyel dezavantajları bulunmaktadır. Yetersiz korumalar, sınırlı kapsam, öngörülemeyen sonuçlar ve tutarlılık eksikliği, uygulanmadan önce korumalı alanın tasarımında dikkatle değerlendirilmesi gereken potansiyel sorunlardır.

Önerilen Yapay Zekâ Yasası, marjda bir sanal alan fikrinden bahsetmektedir. Bununla birlikte, önerilen metin, bir sanal alanın potansiyelinin ciddi bir şekilde kullanılmasından çok sembolik bir pazarlama hilesine benzemektedir. Yapay Zekâ Yasa tasarısının 53. maddesi[2], böyle bir sanal alanın tam olarak neye izin vereceğini belirtmeden fikri dalgalandırıyor. Mevcut haliyle kabul edilirse, yasa metni yalnızca AB Üyesi Devletlerin yerel bir korumalı alan başlatmasına izin verir, ancak bunu gerektirmez. Bu pek bir başarı sağlamayacaktır: ulusal makamların gerçekten yenilikçi bir düzenleyici ortam yaratmak için Yapay Zekâ Yasasının veya daha genel olarak AB mevzuatının yükümlülüklerinden sapma fırsatı olmayacaktır. Bunun yerine, denetim makamının mevcut yasal çerçeveyi uygulamada esnek bir şekilde çalışmasına izin verecek gerçek bir ‘deneyim hükmü’ (experimentation clause) gereklidir. Ancak o zaman sanal alan şirketler için gerçekten çekici olacak ve yapay zekâ için samimi bir diyalog ve sorumlu rehberlik mümkün olacaktır.

Genel olarak, gerçek bir yapay zekâ sanal alanı, yeni yapay zekâ teknolojilerinin geliştirilmesi için değerli bir platform sağlarken aynı zamanda toplum için güvenli ve faydalı olmalarını da sağlayabilir. Kesinlikle ‘bedava öğle yemeği’ (free lunch) diye bir şey yoktur: Gerçekten işlevsel bir sanal alan, korumalı alanın amaçlandığı gibi çalışmasını sağlamak için yeterli personel kaynağı ve ilgili uzmanlığı gerektiren maliyetli bir meseledir. Ancak bu tür maliyetler, bu yeni teknolojinin bize getirebileceği faydalarla karşılaştırıldığında küçük görünmektedir.

[1] “Avrupa Birliği Yapay Zekâ Yasa tasarısı” için bkz. < https://eur-lex.europa.eu/legal-content/EN/TXT/?uri=celex%3A52021PC0206 >

[2] AB Yapay Zekâ Yasa tasarısının 53. maddesi konusunda bkz. < https://lexparency.org/eu/52021PC0206/ART_53/ >

Yavuz Akbulak
1966 yılında, Gence-Borçalı yöresinden göç etmiş bir ailenin çocuğu olarak Ardahan/Çıldır’da doğdu. 1984 yılında yapılan sınavda Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü kazandı. 1985 yılında Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümüne yatay geçiş yaptı ve 1988’de Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü birincilikle, Fakülteyi ise 11’inci olarak bitirdi.
1997 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin Denver şehrinde yer alan ‘Spring International Language Center’da; 65’inci dönem müdavimi olarak 2008-2009 döneminde Milli Güvenlik Akademisi’nde (MGA) eğitim gördü ve MGA’dan dereceyle mezun oldu. MGA eğitimi esnasında ‘Sınır Aşan Sular Meselesi’, ‘Petrol Sorunu’ gibi önemli başlıklarda bilimsel çalışmalar yaptı.
• Türkiye’de Yatırımların ve İstihdamın Durumu ve Mevcut Ortamın İyileştirilmesine İlişkin Öneriler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü);
• Türk Sosyal Güvenlik Sisteminde Yaşanan Sorunlar ve Alınması Gereken Önlemler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü, Sevinç Akbulak ile birlikte);
• Kayıp Yıllar: Türkiye’de 1980’li Yıllardan Bu Yana Kamu Borçlanma Politikaları ve Bankacılık Sektörüne Etkileri (Bankalar Yeminli Murakıpları Vakfı Eser Yarışması, Övgüye Değer Ödülü, Emre Kavaklı ve Ayça Tokmak ile birlikte),
• Türkiye’de Sermaye Piyasası Araçları ve Halka Açık Anonim Şirketler (Sevinç Akbulak ile birlikte) ve
• Türkiye’de Reel ve Mali Sektör: Genel Durum, Sorunlar ve Öneriler (Sevinç Akbulak ile birlikte)
başlıklı kitapları yayımlanmıştır.
• Anonim Şirketlerde Kâr Dağıtımı Esasları ve Yedek Akçeler (Bilgi Toplumunda Hukuk, Ünal TEKİNALP’e Armağan, Cilt I; 2003),
• Anonim Şirketlerin Halka Açılması (Muğla Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Tartışma Tebliğleri Serisi II; 2004)
ile
• Prof. Dr. Saim ÜSTÜNDAĞ’a Vefa Andacı (2020), Cilt II;
• Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler (2021);
• Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler II (2021);
• Sosyal Bilimlerde Güncel Gelişmeler (2021);
• Ticari İşletme Hukuku Fasikülü (2022);
• Ticari Mevzuat Notları (2022);
• Bilimsel Araştırmalar (2022);
• Hukuki İncelemeler (2023);
• Prof. Dr. Saim Üstündağ Adına Seçme Yazılar (2024);
• Hukuka Giriş (2024);
• İşletme, Pazarlama ve Hukuk Yazıları (2024),
• İnterdisipliner Çalışmalar (e-Kitap, 2025)
başlıklı kitapların bazı bölümlerinin de yazarıdır.
1992 yılından beri Türkiye’de yayımlanan otuza yakın Dergi, Gazete ve Blog’da 3 bini aşkın Telif Makale ve Telif Yazı ile tamamı İngilizceden olmak üzere Türkçe Derleme ve Türkçe Çevirisi yayımlanmıştır.
1988 yılında intisap ettiği Sermaye Piyasası Kurulu’nda (SPK) uzman yardımcısı, uzman (yeterlik sınavı üçüncüsü), başuzman, daire başkanı ve başkanlık danışmanı; Özelleştirme İdaresi Başkanlığı GSM 1800 Lisansları Değerleme Komisyonunda üye olarak görev yapmış, ayrıca Vergi Konseyi’nin bazı alt çalışma gruplarında (Menkul Sermaye İratları ve Değer Artış Kazançları; Kayıt Dışı Ekonomi; Özkaynakların Güçlendirilmesi) yer almış olup; halen başuzman unvanıyla SPK’da çalışmaktadır.
Hayatı dosdoğru yaşamak ve çalışkanlık vazgeçilmez ilkeleridir. Ülkesi ‘Türkiye Cumhuriyeti’ her şeyin üstündedir.